20 Şubat 2013 Çarşamba

KARABASAN


Aralıksız alıp verdiğim soluğumla ciğerlerimdeki oksijeni tüketmiş gibiyim. Ağırlaşan göz kapaklarımı araladığımda zifiri karanlığa merhaba dedim, içim korkudan tir tir titriyor ama sakinleşecek bir şey bulamıyorum. Bedenimin üzerinde tarifsiz bir ağırlık, kafamı cendereye almışlar gibi hareket ettiremiyorum.

Ruhuma yapışan korku, göğsüme oturmuş, nefes alış verişimi kontrol edemiyorum. Yavaş yavaş içinde bulunduğum oda aydınlanıyor, önce kapıyı görüyorum. Kapının yanında karanlık bir bedenin varlığını hissediyorum ama sadece bir his hiçbir şey görmüyorum. Kapı yavaş yavaş kapanıyor, oda eski karanlığına dönmesin diye dua etmeye çalışıyorum ve yapabildiğim sadece "bismillahirahmenirrahim" diyebilmek. Duanın devamı için dilim dönmüyor, üzerimdeki o güç dilimi de ele geçirmiş durumda.

karabasan

Ayaklarımın hafiflediğini hissediyorum, ayaklarımı hareket ettirip, yanımdaki adama çaresizliğimi anlatmak için dokunmak istiyorum ama yapamıyorum. Bedenim çaresiz, dilim çaresiz, dualarım çaresiz, soluğum çaresiz geçmesini bekliyorum. 

Gözlerim bir kabusun içinde olduğumu göstersin istiyorum, bir şey sadece bir şey beni, bu çok iyi kurgulanmış kabustan gerçeğe döndürsün istiyorum. Birden ellerimde his kazanmaya başlıyor, sadece yukarı ve aşağı hareket ettirebiliyorum ama bir terslik var. Ellerim birbirine kelepçelenmiş, ayırmaya çalışıyorum on parmağımın eklemlerinden sağlı sollu kemikler çıkmış ve iki elimi birbirinden ayrılmaz hala getirmişler. Ellerimi o halde gördüğümde dehşete kapılıyorum, o an aynı hareketliliği boynumda hissediyorum. Kafamı pencerenin olduğu tarafa çevirdiğimde iki ayrı cam ve üzerinde safran rengi iki katlı perdeyi görüyorum. 

Sonunda aradığım şeyi bulmuştum. Vücudumun bütün fonksiyonlarını bozan kötü bir kabusun içindeydim. Odamda pano bir pencere ve üzerinde tül perde asılıydı. Evdeydim, yatağımdaydım, yanımda eşim vardı her şey olması gerektiği gibi görünen muhteşem kurgulanmış bir kabustu ama bu küçücük hata, beni gerçeğe uyandırmıştı. O pencereler bizim evimize ait değildi ve tak gözlerim bu kez gerçekten açılmıştı.

Uyanır uyanmaz kontrol ettiğim ilk şey penceremizdi, bana artık gerçek hayattasın diyen penceremiz ve yatağımın sol yanında yatan sevgilim. Şimdi ellerimi görüyorum, uzun  parmaklarım her zamanki narinliğiyle kalem gibiydiler. Yatakta doğrulup, beni rahatlattığına inandığım dualarımdan sonra, hemen yan odamızda yatan kızımın yanına gidip onu kokladım. Onun kokusu kışın soğuğunda baharı müjdeledi bana ve minik ellerine dokunduğumda yazın sıcağı içime aktı ve o kabustan bana hiçbir şey kalmadı. 

Bir bardak su içip yatağıma döndüm sevgilimi kucaklayıp bu kez tatlı rüyalara daldım.

pehito
Sevgiyle kalın...

Size konuyla ilgili aydınlatıcı ve rahatlatıcı bir bilgi verecek adresi de sizlerle paylaşmak istiyorum. İçinde oldukça tatmin edici ve huzura kavuşturucu bilgiler var..karabasan nedir?
 

13 yorum:

  1. Verdiğin linkteki yazıyı ve benzerlerini daha önce paranormal olayları yıllarca araştırdığım için okumuştum. Fakat ortada %100 bir kesinlik yok. Yani bilim çıkıp "evet bu %100 bilimsel bir olaydır" diyemiyor. Bazı şeyler hanisülasyon bazı şeyler gerçek bana göre. Bilim'e her konuda güvenemem. Bilim bize yıllarca brokoli yiyin çok sağlıklı dedi, şimdi televizyonlarda "brokoli kanser yapıyor" diye anırıyorlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Abdullah; ben işime geldiği durumlarda güvenmeyi tercih ediyorum, şu an bunu bilimsel olarak açıklanıyor kılmak benim müthiş işime geliyor :))
      Bu işin espirisi oradaki yazıda da % 100 doğrudur demiyor ama verdiği bilgiyi de bilimsel testler ve belli yüzdeler üzerine veriyor..
      Ve yazılanlarda mantık dışı bir şey yok..

      Sil
    2. Yok ya ben zaten mantık dışı bişey yazdın demiyorum ki :D Bilimsel testler üzerine falan diyorsunda, brokoliyi de bilimsel test sonuçlarıyla yedirmişlerdi bize :D Evet bazıları uyku halinde beninin uyanamaması, yarı uyku hali, fakat her paranormal olay için bunu söyleyemem :)

      Sil
  2. Daha geçen haftalarda bu tarz bir olay yaşadım ve gerçekten korkmuştum evde de tektim uyumam zor oldu ama paylaşımın rahatlattı beni teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Queen E hoş geldin :)
      Rahatlamana sevindim, Ben bilime inanıyor ve güveniyorum, istisnalar dışında :))
      Sevgiyle kal...

      Sil
  3. Bu denli değilde hareketsiz kalırdım, zorla besmele falan çeker kendime gelirdim =D çok şükür bayadır gelmiyor. Geçmiş olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım çok teşekkür ederim, bu kez ağır geldi ve gitti. Yıllardır ben de yaşamamıştım...

      Anlıyorumki herkese en az bir kez olmuş... Sevgiler...

      Sil
  4. Sevgili pe hito rüya görmek güzeldir. Bence tüm unsurlarıyla güzel bir rüya. Rüya halinde iki benlik durumundan söz edildiği söylenir, yatağın üzerinde uyuyan benliğimiz ve rüyayı yaşayan benlik. Bunun tersini düşünecek olursak; uyanıkken, bu kez de uyuyor olan benliğimiz, rüyayı yaşayan benliğimiz olacaktır. Uyanık olan benliğimiz, diğerinin yaşadığını rüya olarak algılarsa, rüya benliği de uyanık olan benliğin yaşamını rüya olarak algılar. Yaşam ilişkisi içinde birbirine bağlı bu iki benliğin, sürekli rüya halinde olduğundan söz edebiliriz. Böylelikle uyanıkken hatırlanan rüya benliği ve diğeri, uyurken hatırlanan gündelik gerçekteki diğer benlik.
    Bir de beynin bir uyku evresinden diğerine geçişteki sorundan kaynaklandığı ve bunun sonucunda bilinçten sorumlu bölge hálá uyuduğu halde, hareket ve duygulardan sorumlu olan kısmının uyandığı da tespit edilmiştir... Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hektor, bu yorumundan bilinçli ve bilinçsiz benliğimizin bir uyumsuzluğu nedeniyle bu kabusları gördüğümüzü anlıyorum...
      Bu durumun bilimsel verilere dayandırılışı beni inanılmaz rahatlatıyor.. Yorumun için teşekkür ediyorum...
      Sevgiyle kal...

      Sil
  5. yazıyı okumadım ama karabasan'ın aslında bir rüya olduğunu "rüya içinde rüya" görerek kavradığımdan beridir, bir daha yaşamıyorum ;) anlatabildim mi demek istediğimi bilemedim ama :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de çok iyi anlattın :) bu yazı da bu sonuca varmak için yazılmıştı ama okumadım diyorsun, sevgiler...:)

      Sil
    2. senin yazını okudum tabi ki linkini verdiğin yazıyı okumadım :)))) aşkolsun :)

      Sil
    3. Yazıyı okumadan yorum yapamazsın değil mi?? Ayy ne komik kadınım ben. Acaba yorumu okurken aynı anda kaç işi yapmaya çalışıyordum:).....
      Sevgiler Tibet'in Annesi :)

      Sil