Ruhumu esir alan bedenim bırak onu aldığın yere. Bedensel zevklerine esir etme. Yeter artık, senin hayat dediğin şeyden çok farklı benim gördüklerim. Orgazm olmak, yemek yemek, içmek değil ki sadece hayat. Her zevk diye peşinden gittiğinden çok farklı benim istediklerim ve senin görmezden geldiklerin.
Bir araziye bakıp "üzerine ne güzel binalar inşaa edilir, ne de güzel paralar kazanılır" değil benim gördüklerim. Denesene bu gün, uzat elini boşluğa sonra uzan ruhuna dokun ilk kez, o da olmadı bir kez. Uzat elini, hadi dene be adam
&.
Ah neler geçiyor içimden bu gece böyle. Gece gece oturmuş, ne saçma şeylerin mücadelesini veriyorum. Hem de kiminle. Ben ki toplantılarda en kurt adamların altından girip üzerinden çıkan ben, ben ki olmazları olduran ben, ben işte. Peki nedir bana musallat olan bu iç ses. Vicdan mı bu, ne ki? İki kişi miyim ben? Annemi babamı duymayan, "çıkarım varsa onları bile tanımam" diyen benim iç sesim mi, bu duyduğum.
Ne istiyorum ki ben, ne istiyorsun ruhum bedenimden? Yıllarca anlaşıp gitmedik mi, gelmişim 50 yaşıma neler oluyor? Ayak mezara yaklaşınca mı başlıyor böyle sorgular, neyin nesi?
&
Sus be adam, sus! Bir kez olsun dinle içinden geçenleri. Bak haklısın şu ormanı yakar imara açtırırsan, üç beş gecekonduyu içinde oturanların tepesine yıkarsan çok kazanırsın hem de çok. Ama bir daha; arkana ormanı, karşına denizi alıp bu bankta oturamaz, kendine kalamazsın. Kötü değil ki kendine kalmak, içinden çıkarmak insan yanını hiç kötü değil. Sen izin verdikçe yayılırım içine, büyürüm. Bedenini sarar sarmalar "şimdi içime bir huzur doğdu" dediğin anı veririm sana. Dur be adam, bir bırak kendini. Farkında değil misin? Yirmi yıldır ilk kez hareket etti dudakların kulaklarına doğru. Hadi bırak kendini.
Önce sen nefes al, sonra ağaçlar alsın. Ormanın içinde yaşayan canlılar ve burada yürüyüşe çıkan insanlar soluklansın. Hadi bir kez para değil, insanlık kazansın! Ormanlar yok olmasın! Ağaçlar yağmuru çağırsın!
Sevgilerimle
pehito
ahhh! ahh! pehito
YanıtlaSildeli oluyorum deli,3 ev 5 ev 6 dükkan! ne yapacaksın? bilmem ne marka viski ile kendimi uyuşturacağım,bilmem ne marka tişört ile komşumu şaşırtacağm!
çok mülk çok para
çok para çok güç!
öyle mi?
kime karşı güç?
kendine mi?
zavallı durum!
ahhh pehito,ahhhh!
bu sabah senin yazdığın zamanları düşündüm,yazma ve okuma arzusu veriyordu bana dedim:)
SilBu kez de beton yerine bir zeytin çekirdeği ekiver. Nefes alalım, ıslanalım..
YanıtlaSilBir kere yapınca aciz görür kendini.. Hep yapınca zalim görmez kendini..
YanıtlaSilEe bebeğim eee eee e :-) Bir masala, bir ninniye yaslanmadan da uykuya dalıp ya da öylesine dalıp hayaller kurabiliyor insan...
YanıtlaSilHarikaa..
YanıtlaSilHayatımız için bu kadar önemli bir konu bundan daha güzel anlatılamazdı sanırım. Tv de yayınladıkları saçma sapan kamu spotları yerine böyle bilinçlendiren ve farkındalık yaratan şeyler yayınlasalar keşke. Çok güzel yazmışsın pehito :)
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilOrmanları çok severim ve onları gözüm gibi korurum. Bir orman yangını haber aldığım da evim yanmış kadar üzülürüm. Yeşile kıyanlardan nefret ederim. Yugoslavya, Avusturya ve Almanya ülkelerindeki orman alanlarını görmek nasip oldu. Bu ülkelerin ormanlık alanlarını hep imrenerek seyretmişimdir.
Bir ağacın yetişme sürecinin insanın yetişme sürecinden farkı yoktur. Bu bağlamda bir ağaç bir insan diyebiliriz.
Olayı çok güzel anlatmışsınız, kaleminize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve dualarımla.
Doğa bizden ağır bir şekilde intikamını alacaktır.Yakındır o günler :( Pehim senin senin sesin pek çıkmıyor sanki bu aralar. Nörün :)
YanıtlaSilsen ve yazıların ah bilinç ah duyarlılık ne güzel insansın sen
YanıtlaSilMuthis deginmissin pehitom muthis !! Ah nasil icim yaniyor bnmde o ormanlar tek zenginligimiz herkesin ortak tek zenginligi
YanıtlaSilmüthiş !
YanıtlaSilcansetabay.blogspot.com
pehitocuğum epeydir yeni yazı yazmamışsın, üç hafta öncesinde de ben - biliyorsundur sanırım- bloğuma küstüğüm dönemdi o yüzden bu son yazılarını okuyamamışım. Harika eline sağlık.
YanıtlaSilCanım paraya tapan insan ruhunu şeytana satmıştır ağaç, mağaç ne desen boş. Kızılderililer ne demişti son ağaç da yandığında, son su damlası da zehirlendiğinde (tam aklımda değil) paraları yerler artık..
sevgilerimle
Çok kişiliklilik fazla konuşkanlık eder asıl kişiliği yok etmek istercesine hem de ve bırak için konuşsun ki zaten onu istesen de susturamazsın pe hito, o çok hınzırdır çünkü...
YanıtlaSilOrmanlar da yok olmasın tabi, niye yok olsun ki onlar olmazsa bizler öleceğiz değil mi aman bendeki de kafa paradan daha ne önemli olabilir ki(?)
Paranin golgesi, agac golgesinden daha mi serin?. Paranin sesi akan su sesinden daha mi guzel? Paranin goruntusu agaclarin renginden daha mi ic acici? degil, degil, degil.. Uc kurus ugruna mahvettik vatanimizi talan ettik.. Ahh ah, yarami destiniz, keske bu yara bulasici olsa, daha cok insanin ici acisa.. Keske...
YanıtlaSilZamanın durduğu yer burası mı?
YanıtlaSilnoldu yazılarım mı beğenilmiyor, artık hiç gelmiyorsun.
YanıtlaSilNe denebilir ki yazdıklarına.
YanıtlaSilAnlamlı, içten, farkındalık gibi.
Emeğine sağlık keşke duyarlı olsalar bu konuda.
O adam şimdi en tepede oturuyor. İnsanlar bizim rahatsız olduğumuz bir çok şeyden memnun... :(
YanıtlaSilMerhaba ,
YanıtlaSilGüzel bloğunu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.. Benim bloguma da beklerim. Kocaman sevgilerimle..
grilady.blogspot.com.tr
Merhabalar.
YanıtlaSilPaylaştıklarınızı okuyarak yorum yazma imkanım olmadığı için, blogger arkadaşlığımızın
unutulmaması adına ayaküstü sizleri ziyaret ederek hal-hatır sormak istedim. İnşAllah sağlık, sıhhat ve afiyettesinizdir.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Recep Altun
Değirmenden Mektup Var
bir kızılderiliyim ben ormanını arayan/oku bu dumanın gökteki izini/ölü kentlerde yaşama artık ey kalbim
YanıtlaSilŞu anda görmedin ama alkışladım seni , başka ne diyebilirim , pes be kadın !
YanıtlaSilCanım çoook mutlu bir 2015 diliyorum :)
YanıtlaSilkeşke hala yazıyor olsan. okusak seni... özlettin kalemini...
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSil2014 yılının Ağustos ayından, 2015 yılının Nisan ayına kadar blog faaliyetimle birlikte internet hesabıma da son vermiştim. 8 Nisan 2015 tarihinden itibaren yeniden internetteyim ve blog yazmaya devam ediyorum. Ancak, sizden hiçbir ses gelmeyince sizin de benim gibi ara verdiğinizi düşünmekle birlikte izleyicilerim eklentisindeki profilinizden sayfanıza ulaştım ve baktım siz de 2014 yılının Temmuz ayında bu son postu yazdıktan sonra herhangi bir faaliyetinizin olmadığını gördüm. İnşAllah hayra vesile bir ara vermedir.
Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun efendim, saygılarımla.
Ah zavalli doga ana! Ah zavalli ic ses! ellerine saglik pehito her zaman ki gibi ellerine saglik :)
YanıtlaSilmelabaaaağ :)
YanıtlaSilMerhaba blogunuzu takibe aldim blogima beklerimm
YanıtlaSilSanki son Karadeniz ağaç sevdası için yazmışsın..yeniden paylaştım canım.Güncel sorunumuz başlı başına :)
YanıtlaSildoğayı , yeşili sevmeyen beton kafalardan nefret ediyorum.. karadenizliyim ben, yeşil göremediğimiz yerde yaşayamayız biz.. tek ağaç dahi kıymetlidir bizim oralarda.. komşumuzun ağaçları evimizin manzarasını kapatıyordu yıllarca bunları kesin demedik, çürüdü kendiliğinden..
YanıtlaSilÇok değişik bir yazı elinize sağlık :)
YanıtlaSil