Beynimin içinde ki sesleri susturmak için verdiğim gayretime son veriyorum. Ne olduysa olmuştu. Yokluğunu inkar ettikçe varlığı değer kazanıp büyüyor, büyüyor, büyüyordu. Bu yazacaklarımın bir şarkısı yoktu, henüz yazılmamış bu şarkının notaları da yoktu. Ama geliyorlardı işte, havada asılı kalıyordu her bir nota onlar harflere dönüşüyor, parmaklarımı ataletinden kurtarıyor ve ekranda beliren kelimelerle anlamlı belki de anlamsız satırlara dönüşüyordu.
Nereden geldim ki ben buraya, geçiyordum sadece. Sonra kitap kokusu aldım, niye şaşırıyorsun sen almaz mısın kitapların seni çağıran kokusunu. Ben alırım. Güvercinlere yem atıyordum sahilde, amacım karınları doysun değildi, bencilce kanatlarının rüzgarını hissedip bir hayale takılıp gitmek istediğim için besliyordum onları. Onlar da memnundu hallerinden ben de memnundum. Hikayeler topluyordum kanatlarından onlar da karınlarını doyuruyordu. İlişkiler de böyle değil mi, hep bir alış-veriş hep bir a-lış bir ve-riş.
Aaaa yooo asla karşılık bekleyerek iyilik yapmam diyenin alnını karışlarım ben, bakarım onun ki kaç karış diğerininkini aşmadığını fark ettiğim an durur beklerim. Ona uzun uzun bakarım. "Niye yalan söylüyorsun lan" derim. Tamam lan biraz abartılı oldu, benim naif bedenime asil duruşuma pek yakışmaz bilirim ama içimden ben de geçiririm böyle cümleler. Sonuçta kibar delikanlıyım.
Neyse bu değildi anlatacağım güvercinlerin kanadında çıktığım yolculuk ve aldığım kitap kokusuydu. Karşımdaydı, ağır ağır çeviriyordu sayfaları, bebek gibi bir yüzü vardı. Durdu siyah saçlarını omzunun gerisine attı ve başını kaldırdı. Bana baktı evet lan bana baktı. Gözlerimin içine derin derin baktı. İçime işledi sanki, dur kızım çekil bak bu bank benim ve amacım sadece güvercinleri kullanmak. Onları kendi bencil emellerime alet etmek demeye kalmadan, güvercinin kanadı kalbimde bir açıldı ve bir kapandı. Ben aşık olmuştum, hem de deliler gibi. Kitap okuyan bir kıza sadece parkta kitap okuduğu için ya da gözlerime derin derin baktığı için, ne okuyordu acaba. Tarzımız aynı mıydı, aynı olmasa ne olacaktı. Kız çok güzeldi. Kurutulmuş sarı papatyalar kadar güzel.
Kurutulmuş sarı papatya görmediysen dert etme, anla işte kız o kadar ender ve o kadar eşsizdi. "Beni beğenir mi acaba" diye içimden geçmedi değil. İçimden geçenler geçip giderken kız da oturduğu banktan kalktı. Kıvanç Tatlıtuğ'a benzer bir çocuğun elinden tuttu, utanmadan bir de öptü onu. Ve gitti. Bana da yazmak kaldı. Yazıyorum işte kız çok güzeldi ve gitti.
pehito
twitter'da gördüm yazını çocuk gibi sevindim,hemen blog'u açtım,eşimi de esir ettim:)) başladım yüksek sesle okumaya:)
YanıtlaSilO itiraz etti,karşılıklı sevgiye:)alışveriş sözüne:)
ama yazıyı okumamı bitirince ikimizde çok güzel dedik:) ortak karar!
hoşgeldin:))
Havva Peynirci
SilBiliyor musun, yazıyı yazmamda ki rolün çok büyük.
:)
Alış-veriş konusuna gelince. Kesinlikle göreceli bir şey. Ama bak çoğumuz şu yanılgıya düşüyoruz, birine yardım ediyoruz sonra bize minnet duysun ya da bizi sevsin diye bekliyoruz. Beklediklerimiz maddi şeyler değil. Yoksa bizi yanıltan insanlar için "ben ona iyilikten başka ne yaptım" demezdik di mi?
:)
Tabiii bu hep böyle oluyor diye bir şey yok. Eşin haklı olabilir yani.
:)
Bir de eşinle okumana, coşkuna, bunu benimle paylaşıyor olmana çok ama çok sevindim.
:)
Seviyorum seni ve
Çoook ama çok teşekkür ediyorum
:)
sevmenin de emeğinin karşılığını görmenin de güzelliği çok:)
Silkek pişirince bütün evin güzel kokması,hatta dışarıdan eve gelen kişilere bu kokunun mutluluk vermesinden haz alan keki pişiren kişi gibi yani:)
çok karışık bi tarif oldu ama,
yani ben kek yemeyi değil ama pişirmeyi seviyorum pe hito cum,eve gelen kişilerin de bu kokuyla, yemeyi sevenlerin de hem tadından hem kokusundan mutlu olmaları beni iyi hissettiriyor:)
iyilik yapmak ya özveri de bulunmayı yada emek vermeyi gerektiriyor,ben o keki pişiriyorum,hadi göreyim sonucu!
canım:))
bu arada benim görmediğim yazıların varmış şimdi ona gidiyorum,
Silçokk sevgiler,
not:ben seni zaten seviyorum:)
Havva Peynirci
SilO kekin kokusu buram buram geldi burnuma ve bende sevgiye dönüştü.
:)
Çikolatalı olsun ama
:)
Havvacım
SilGüzel enerjin beni sarıp sarmalıyor. Teşekkür ediyorum.
:)
Sevgilerimle
:)
sevgili pehito o son ne ya öyle ??
YanıtlaSiloldumu şimdi?
öyle içten yazmışsın öyle bir işlediki mekana ışınlandım , bir baktım eminönü'ndeyim :)
sonra bir aşık olasım geldi oruçlu oruçlu , töğbe töğğğğbe
kıvanç olayı bitirdi beni :(
ama sen varya bir aşk romanı yazmalı , ben varya okurken kutu mendil paketi almalıyım hemde yüzlük
tadına doyulmaz eminim , harikasın arkadaşım :)
Tulay Demirbas
SilBu içten yorumun için teşekkür ediyorum sana
:)
Ya işte gitti kız, ne yapalım. Sağlık olsun.
:)
Ahh çok mutlu ettin beni, ümit ediyorum bir gün o da olur.
;)
Çok teşekkür ediyorum
Sevgilerimle
:)
Aşk güzel şey. Güzelliği karşındakinden çok o hissettiklerin. O dediğin kanat çırpması, bende anında artan salaklık, ne diyeceğini unutma. =) çoğu zaman öff yine rezil ettin diyorum ama hissetmek hoşuma gidiyor işte =)
YanıtlaSilZamska
SilÖncelikle hoşgeldin
:)
Ya ama zaten böylesi güzel değil mi? O saçmalamalamalarımızın duruma kattığı doğallık.
:)
Hep aşk olsun hayatımızda ve biz saçmalayalım.
:)
Sevgilerimle
:)
Kırık bi aşk hikayesi. .
YanıtlaSilKim bilir çoğu insan farkında olmadan bu hikayeye dahil olmuştur. .
Öpüyorum seni bayıldım ;*
Seyma Tanis
SilÖyle, kim bilir biz geçerken hangi güvercin kanat çırptı da fark etmedik.
:)
Ben de seni öperim.
Teşekkür ediyorum
:)
özletiyosun kendini amaaa
YanıtlaSilŞımarımtırak Çikolata
SilHaklısın, ben de sizin yazılarınızı neler yaptıklarınızı merak ediyorum. Bir hafta daha tatilim. Sonra hızlı bir dönüş yapacağım.
Bir de daha hızlı bir bilgisayarım olsa hiç fena olmaz.
Sevgilerimle
:)
söz bir gün köşeyi dönersem sana en hızlısından bir bilgisayar sözüm olsun :D
SilŞımarımtırak Çikolata
SilYaşasın diyorum, yazman yeter.
Teşekkürler canım.
Sevgilerimle
:)
Bir an başlayan ve o an biten..
YanıtlaSilbitmiştir değil mi..
Uyuşuk Hayalperest
Silİçimizde kalsa da izleri, tek taraflıdır artık. Bitmelidir ve belki de...
Bitmiştir.
:)
Yaa ama hani nerede mutlu son :)
YanıtlaSilHerşey mutlu sona ersin diye beklerken aslında en çok mutsuz sonları okumayı seviyoruz galiba. Yada bana öyle geliyor bilemedim :)
Çok güzel olmuş, yüreğine sağlık...
Dördüncü Tekil Şahıs
SilMutlu son kaçmış :) gerçekten de öyle. Ben de film ya da kitapların mutsuz sonlarından çok daha etkileniyorum. Günlerce unutamıyorum.
:)
Mutluluk daha mı hızlı geçip gidiyor bizlerden, bilemedim şimdi.
Dileğim mutluluk kalıcı olsun, üzerimize yapışsın çıkmasın.
:)
Sevgilerimle canım
:)
Muthis muthissss yazmissin :) kaemin anlatimin nasil guzel ya anlatamam :)
YanıtlaSilHayattan Payetler
SilÇok teşekkür ediyorum canım. Beğenmene çok çok sevindim.
:)
Oofff çektim, önce buram buram aşk kokusu sonra kek :-)))
YanıtlaSilAlex David
SilNe güzel o hisler geçtiyse sana.
:)
Kurutulmuş sarı papatya görmediysen dert etme, anla işte kız o kadar ender ve o kadar eşsizdi.
YanıtlaSilcan alıcı burası :( papatyayı ayrı bir sevgiyle seviyorum biliyor musun ? çünkü bu gibi durumları anlatmada en iyi papatya uygundur...
çok güzel olmuş canım,yüreğine kalemine sağlık
minik mini
SilAdresini biliyor olsaydım sana bir demet yollardım.
:)
Anılarımız çok değerli ama acı veriyorsa silkelenip onları geçmişe bırakmak gerek. Lütfen sende iste bunu.
Sevgilerimle
:)
romanlardaki mutlu aşkların gerçek hayatta pek de olmadığını anlatan enfes bir yazı olmuş. Tek kelime ile harika. Alışveriş meselesine gelince, ben iyilik yaptığım bir kimsenin benim karşımda ezilmesinden pek hoşlanmıyorum. İyilik yaptığım insan bana minnet duymamalı, benim bu iyiliği sadece içimden geldiği için yaptığımı anlamalı. Senin düşüncene katılıyorum. Birçok insan yapmış olduğu iyiliği karşısındaki insanı ezmek için kullanıyor. Bunun canlı tanığı olarak bir hikaye anlatmak isterdim ama hikayenin kahramanı rahatsız olur diye anlatmıyorum. Sevgilerimle.
YanıtlaSilNermin Güngör
SilÖncelikle teşekkür ediyorum.
:)
Öğrenilmiş davranışlarımız var, ta ki çocukluktan gelen. "Yemeğini yersen şeker veririm, uslu durursan oyuncak alırım" gibi. Bu da biz farkında olmadan bir alış-verişin içine bizi dahil ediyor.
:)
Kimimiz bu öğretiye maruz kalmıyoruz, kimimiz bu öğretinin etkisinden kurtuluyoruz. Anladığım kadarıyla sen de bu öğretinin etkisinde kalmayanlardansın.
:)
Özenli yorumun için teşekkür ediyorum. Sevgilerimle
:)
Ama büyük bir çoğunluğumuz bu öğreti içinde büyüyor. Buna benim çocuklarım da dahil. Sana şeker alırım, seni sinemaya götürürüm, şımarmazsan para veririm, istediğin oyuncağı alırım diyerek ne kadar çok zarar veriyoruz çocuklarımıza. Bazen anne-baba yetiştiren kurslar açılmalı ve evli çiftler çocuk yetiştirebilir diye sertifika almalı diye düşünmüyor değilim. Ben teşekkür ediyorum pe hito, senin yazına yorum yapmak beni mutlu ediyor. sevgiler.
SilNermin Güngör
SilBu yorumlar farkındalığımı artırdı. Teşekkür ediyorum sana.
:)
Ve evet kurs çok iyi fikir. Kesinlikle olmalı.
:)
Sevgilerimle
:)
Tuhaf rastlantılar.. Onunla ilişkinizin bu şekilde bitmesini istemezdim.
YanıtlaSilİyiliğe gelince; karşılık beklenerek yapılan şeyin (sözde iyiliğin) buna karşı tafartan teşekkür beklemek bile dahil, manevi olarak iyilik olmuyor. Yani karşılık beklenerek yapılan iyilik, iyilik olmuyor.. sadece kendini kandırmış oluyorsun.
(:
Ali ÇALIŞKAN
SilAyy yok o ben değilim, yokum orada, ben sadece oturduğum koltuğumda klavyenin başında hayal kuranım.
:)
Kandırmayalım kendimizi o halde
Sevgiler
:)