20 Mart 2024 Çarşamba

Bırakın Çıkalım

 Bugün öyle yüksekten baktım ki yer yüzüne, her şey minicik görünüyordu. Binalar bir maket gibi, oyuncak küçük legolar sanki. İnsanlar birer nokta. Noktadan tek farkları hareketli oluşları. Her şey öyle küçük ki yukarıdan bakınca. İçindeyken kocaman görünen her şey; acılar, neşeler, nefretler, aşklar, binalar, insanlar. O an şunu düşündüm bazen içinde bulunduğumuz ve bizi rahatsız eden her duygunun içinden çıkıp yukarıdan bakmalı belki…

#deneme 

Modunuz modumuz

 Hangi moddayız? Modumuzu biz ayarlayabilir miyiz? Nasıl hissedeceğimize karar verebilir miyiz? Ben çok büyük bir kaosun ortasında değilsek karar verebileceğimiz kanaatindeyim. Benim modumu sabah arabada direksiyonun başına geçtiğimde açtığım şarkı belirliyor diyebilirim. Depresif bir şarkıyla başlarsam bütün günümü öyle geçiriyorum ama enerjik bir şarkıyla başlarsam bütün günüm enerjik geçiyor. Hatta gelen olumsuzlukları bir raket gibi karşılıyorum. Peki sizi etkileyen neler var?

#andakal #meditasyon #nefesterapisi 

Baş Aşağı Hayat

Tam aşkı bulduk derken, kaybettik sevgimizi…

Şems-i Tebrizi “Düzenim bozulur hayatım alt üst olur diye endişe etme nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını demiş” ne güzel demiş. 

Bizim en büyük tutsaklığımız var olan konfor alanımızdan çıkamıyor oluşumuz diye düşünüyorum. Hep yeni bir şeyler geçiyor içimizden ama biz bırakamıyoruz alışkanlıklarımızı. Gün içinde milyon tane şey geçiyor zihnimden, belki biraz abartıyor olabilirim, her birini yapmak için zihnimde sıralıyorum ama rutinlerimden vazgeçmediğim için ertesi gün aynı şeyleri sıralamaya devam ederken buluyorum kendimi ve bu beni kızdırıyor ;) kendime kızıyorum. 

Hadi pehiro yap artık :) günler günleri böyle kovalıyor ve bir gün geliyor ki konfor alanımdan çıkıyorum. Baş aşağı bakalım şimdi nasıl görünecek diyorum. Attğım her tik içimi huzurla dolduruyor. Peki ya sizin konfor alanından çıkmakla ilgili kaygınız var mı?

Pehito

#farkındalık #meditasyon #nefesterapisi #yoga

20 Temmuz 2014 Pazar

AĞAÇ DEDİĞİN NE Kİ!



Ruhumu esir alan bedenim bırak onu aldığın yere. Bedensel zevklerine esir etme. Yeter artık, senin hayat dediğin şeyden çok farklı benim gördüklerim. Orgazm olmak, yemek yemek, içmek değil ki sadece hayat. Her zevk diye peşinden gittiğinden çok farklı benim istediklerim ve senin görmezden geldiklerin.

Bir araziye bakıp "üzerine ne güzel binalar inşaa edilir, ne de güzel paralar kazanılır" değil benim gördüklerim. Denesene bu gün, uzat elini boşluğa sonra uzan ruhuna dokun ilk kez, o da olmadı bir kez. Uzat elini, hadi dene be adam

&.

Ah neler geçiyor içimden bu gece böyle. Gece gece oturmuş, ne saçma şeylerin mücadelesini veriyorum. Hem de kiminle. Ben ki toplantılarda en kurt adamların altından girip üzerinden çıkan ben, ben ki olmazları olduran ben, ben işte. Peki nedir bana musallat olan bu iç ses. Vicdan mı bu, ne ki? İki kişi miyim ben? Annemi babamı duymayan, "çıkarım varsa onları bile tanımam" diyen benim iç sesim mi, bu duyduğum.

Ne istiyorum ki ben, ne istiyorsun ruhum bedenimden? Yıllarca anlaşıp gitmedik mi, gelmişim 50 yaşıma neler oluyor? Ayak mezara yaklaşınca mı başlıyor böyle sorgular, neyin nesi?

&

Sus be adam, sus! Bir kez olsun dinle içinden geçenleri. Bak haklısın şu ormanı yakar imara açtırırsan, üç beş gecekonduyu içinde oturanların tepesine yıkarsan çok kazanırsın hem de çok. Ama bir daha; arkana ormanı, karşına denizi alıp bu bankta oturamaz, kendine kalamazsın. Kötü değil ki kendine kalmak, içinden çıkarmak insan yanını hiç kötü değil. Sen izin verdikçe yayılırım içine, büyürüm. Bedenini sarar sarmalar "şimdi içime bir huzur doğdu" dediğin anı veririm sana. Dur be adam, bir bırak kendini. Farkında değil misin? Yirmi yıldır ilk kez hareket etti dudakların kulaklarına doğru. Hadi bırak kendini.

Önce sen nefes al, sonra ağaçlar alsın. Ormanın içinde yaşayan canlılar ve burada yürüyüşe çıkan insanlar soluklansın. Hadi bir kez para değil, insanlık kazansın! Ormanlar yok olmasın! Ağaçlar yağmuru çağırsın!

Sevgilerimle
pehito

14 Temmuz 2014 Pazartesi

SABAHA VARIR MI BU GÜNLER!


Ayrıla ayrıla ayrıntılara gizlenmiş hayat. Okyanusun dibinde yaşayan bir mercanın harelerine mesela. Her bir harenin içine bugün 365 gün, bundan 3.5 milyon yıl öncesine ait bir fosil mercanın haresine 410 gün gizlenmiş. Eskiden daha hızlı dönermiş Dünya. Bir gün 21 saatmiş, Sonra kaçırmış Ay'ı kendinden, yavaşlamış ve bizim 24 saate sığdıramıyorum dediğimiz zamana ulaşmış. Bütün bunları görebilen gerçeğe biraz daha yaklaşmış, göremeyen ise kendine anlatılanlara inanıp, yavaşlayan zamanın bile gerisinde kalmış.

Ayrıntılar diyorduk, biriyle çok yakın olduğunda daha çok kaçırırsın ayrıntıları. Uzakken daha çok merak eder, daha ve dahasını öğrenmek istersin. Yanındayken ise, bir gün beyaz, bir gün siyah elbisesiyle gezendir o sadece. Belki de sadece bir elbise. Değişmiyordur sana göre ve hep aynıdır. Duyguları yoktur artık ve belki senin de duyguların yoktur. Saçı kısalmıştır fark etmezsin. Yaptıklarına değer vermezsin, zaman ayırıp dinlemezsin çünkü biliyorsun ya o bir elbise ve hep senin elinde.

Halbuki ayrıntılarda gizlidir hayat. Ve sen keşfettikçe hem mutlu olur, hem de mutlu edersin. Ama alışmışsın ya bir kere var olan rutine değiştirmek niye?

Öyleyse rutininiz de kolay gele...
sevgilerimle
pehito