Bornozumu kaptığım gibi banyodan çıkıp Kayra'yı kucağıma aldım.
-Baba, annem nerede?
-Kayracığım, annen gitti.
Bunu söyler söylemez yine o katılarak ağladığı krizlerden birine başlayacağını düşünüyordum ama Kayra;
"Gelecek mi?" diye sordu.
-Hayır kızım, annen çok uzaklarda. Belki bunu seninle daha sonra tekrar konuşuruz ama şunu bilmelisin; seni çok seviyor.
-Ta-mam..
Nereden gelmişti bu olgunluık, neler oluyordu bilmiyorum. Ama bir an Kayra'nın tepkisiyle içimde biriktirdiğim tüm nefesi koyverme fırsatı bulabildim.
-Banyo yapmak istiyorum baba.
Genellikle Selin, Kayra'yla ilgili hiçbir şeyi bana bırakmazdı, bir kaç defa birlikte banyo yapmıştık ve altından kalkabileceğimi düşünüyordum.. Suyun ısısını ayarlayıp küveti doldurdum, yanına almak istediği bebekleriyle birlikte Kayra'yı Suya bıraktım. Kayra'nın bebek şampuanını aramak için dolapları karıştırırken her dolaptan elime bir kağıt parçası gelmeye başladı.
"Kayra'nın bebek şampuanı sağdaki üst dolapta. Kayra'nın bebek pudrası soldaki çekmecede, Kayra'nın yedek bornozu odasındaki komedinin alt çekmecesinde."
Gözlerime yaşların dolmaya başladığını hissettim ama akmasına izin vermeyecektim. Selin biliyor muydun, öleceğini biliyor muydun? Koşarak evdeki çekmecelerin teker teker hepsini açtım. Allah'ım her birinden aynı şey çıkıyordu. (Her çekmecede ne olduğu üsten alta doğru sıralanmış şekilde.) Bana ait olanlar çekmeceler ya da dolaplar dışında hepsinden bir kağıt parçası çıkıyor ve her bir kağıt parçası kalbime hançer gibi saplanıyordu. Biliyor olamazdı, insan kaderini nereden bilirdi. Sahi kader neydi?
Bizim elimizde miydi, yoksa yaradılışımızla belirlenmiş bir çizgi miydi? Kim yazıyordu, tanrı mı, kul mu? İnançsız bir adamın ilk kez tanrıyı sorgulayışıydı bu an. Ölümü bu kadar yakın yaşamamıştım hiç, şimdi bir şeylere sığınmaya ihtiyaç duyuyordum ve ilk durak varlığını bir kez bile sorgulamadığım tanrı mıydı?
Üzerime serilen dikenleri bir bir bedenimden çıkarıp bir kenara bıraktım. Haberim vardı, her buldukları fırsatta eskisinden daha güçlü yapışacaklardı tenime. Ama ne tenim onların yabancısı ne de onlar tenimin yabancısı olacaktı. Kayra'ya baktım. Bebeklerine annesinin bir daha gelmeyeceğini anlatırken, saçlarını şampuanladım ve kısacık bir durulamadan hemen sonra Selin'le Londra'ya gittiğimizde Mothercare'de görüp aşık olduğumuz kafasını geçireceğimiz kısmı ayıcıklı krem rengi bornoza onu sarıp düşüncelerimden de kurtulmak ister gibi bir çırpıda Kayra'yı banyodan çıkardım.
Selin'in her çekmeceye yerleştirdiği kağıtları elimde biriktirdim. Hiç zorlanmadan Kayra:'nın giysilerini bulup onu giydirdim.
-Kayra bu gün babaanne gelecek!!
Tamam anlamına gelen bir ses çıkarıp kafasını yukarı aşağı salladı. Kayra'yı alıp mutfakta mama sandalyesine oturtmuşken zil çaldı. Mutfaktan sola dönüp krem rengi döşemenin üzerinde ilerledim, kapıyı açtım ve annem şişmiş gözleriyle karşımda, bana zoraki gülümsüyordu.
Elimdeki kağıtları anneme uzattım, "mutfak çekmecelerinde de aynılarından var, ben cenaze işlemleri için çıkıyorum. Kayra sana emanet" diyebildim. Kayra'ya döneceğimi söyleyip kapıyı kapadım ve oraya doğru ilerlemektense bedenimi korlara atmayı tercih edeceğim yola doğru her bir adımı ruhumu parçalayan yola doğru yol aldım.
4. bölüm sonu
kurgu,hikaye
pehito
5. BÖLÜM
Kayıplar insanlarını olgunlaştırıyor, çocuk olsalar bile....
YanıtlaSilkahve telvesi
SilBu konuda çok haklısın, Canımız ne kadar yanarsa o kadar büyüyoruz.
:)
3.ve 4.bölümü peş peşe okudum.. O nasıl bir rüyaydı :(
YanıtlaSilTanrım bu nasıl bir acıdır yaaa :(
Ama zor olan sevdiğini sonsuzluğa gönderip bir gün senin de ona katılacağını düşünmek mi? Yoksa çekip gitmesi mi?
hala bir yerlerde nefes aldığını bilmek mi? yoksa gerçekten gitmesi midir katlanılabilir olan?
çok zor bu hayat gerçekten çok zor.. bazen tüm kontrol ellerimizdeymiş gibi sanki istediğimiz her şeyi yapabiliyormuşuz tüm hayatı ve dünyayı biz yönetiyormuşuz.. bazense sanki attığımız tek bir adım bile bizim kontrolümüzde değilmiş gibi..
Aslıcım
SilSanırım ölüm en zoru, bir daha asla dönmeyeceğini bilmek.
Kimse yaşamasın böylesi bir acıyı..
:)
haklı olabilirsin tatlımmm
SilAslıcım
Sil:)
YanıtlaSilMerhabalar,
Bloğunuzu çok beğendim ve izlemeye aldım. Bana da bekliyorum. Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle. Sevgilerimi bıraktımmmm…..:))
Selda nın mutfak defteri
SilHoş geldin..
:)
Tabiki gelirim..
:)
Ahhh... Çok zor... Ne diyeceğimi bilemiyorum...
YanıtlaSilSadece devamını sabırsızlıkla bekliyorum...
Sevgiler :)
Kahve Tadında
SilKafamda yeni yeni şekillendi, yazarım yakında. Ilgin için teşekkür ediyorum..
:)
ölüm hayatın en gerçek şeyi ne yazık ki..:(
YanıtlaSileline sağlık
sevgilerimle
Müjde Ablacığım
SilDoğum gibi bu da doğal. Ama insan yeni birini heyecanla beklerken sevdiği birine veda etmek istemiyor..
:)
Teşekkür ediyorum
:)
kader mi yaşıyoruz kaderi mi yazıyoruz?
YanıtlaSilbazı şeyler, gerçekler ne yazık ki kader oluyor..
Baharcım
SilBu bölümü yazarken takılmanızı istediğim yer gerçekten burasıydı.
:)
Hem yaşıyoruz hem yazıyoruz. Ilgin için teşekkür ediyorum.
:)
bu acı bir yılda hafiflermiş bak öle derler.
YanıtlaSilbir de, bi süre geçsin, selini serbest bırakması lazım.
:)
deeptone
SilBunu bir kere daha yazmıştım ve hikayenin ilerleyen kısmında kesinlikle dikkate alacağım.
:)
Bunu bir romanda okusaydık, yazdıklarımın tamamını birinci bölüm olarak okur, ikinci bölümde hayatın akışını başlatırdı yazar ama burada sıkmamak için küçük küçük yazıyorum ve sanki başka bir şey olamayacak algısı gelişmeye başladı ama kesinlikle olacak..
:)
çok acı ama, kurgu da olsa kimse yaşamasın..
YanıtlaSilEn zoru ölüm sanırım :s
:(
ilknurcum
SilEn zoru ölüm, bir daha o nefesi duyamayacak olmak. Ama kaçınılmaz gerçek..
Sevgilerimle
:)
hoşgeldiin.
YanıtlaSil:)
deeptone
SilAslında tam olarak gelmedim. Baktım yorumları cevaplamamışım kimseyi kırmamak adına yazdım. Küçük bir rahatsızlık geçirdim hala devam ediyor, iyileşir iyileşmez sizin yazılarınıza da bakacağım kendi bloğumada.
Sevgilerimle
:)
tahmin etmiştim. çok geçmiş olsun. tatil gezi filan olmayınca tahmin ettim yani. acele etmeeee. dinlen iyice.
Sil:)
deeptone
SilReikiler, meditasyonlar boşa gitmemiş o zaman.
:)
Sanırım başka da şansım yok, dinlenmek dışında. Çok teşekkür ediyorum, çok incesin.
Sevgilerimle
:)
Aaaaa çok geçmiş olsun hasta mı oldun :(
SilBol bol dinlen o zaman, öykülerini özleriz çokta bekletme ama :)
Sevgiler :)
Kahve Tadında
SilEvet canım, ufak bir kas spazmı atlattım ama şu an daha iyiyim.
Uzanarak yazamadığım için araya baya zaman giriyor.
Tabi gördüğünüz üzere çok da geri kalamadım yazmaktan, yine bir bölüm sıkıştırdım araya..
:)
Tekrar teşekkür ediyorum
:)
güzel akıcı bir hikaye bu..okurken benim de tüylerim oldu diken diken... ürperiyorum her seferinde..
YanıtlaSilbir hayal kur
SilNe güzel, ne kadar motive edici bir yorum bu.
Çooook teşekkür ediyorum..
:)
Kesintisiz okumak için uygun zaman kolladım.
YanıtlaSilGeldim ve buradan başladım devamına pehito.
Çok duygusal anlar yaşıyor adam...
Ve bu okura geçiyor :/
Zeugma
SilYorumlarını önemsiyorum ve vakit ayırıp okuduğun için çok teşekkür ediyorum.
:)
Kader mi yaşıyoruz kaderi mi yazıyoruz? bilemedim ki şimdi oldukça zor bir soru ama bazı şeyler biz istemesek de oluyor hayatımızda. Ya da kaderimizi kendimizin yazdığını sanıyoruz
YanıtlaSilÖzkemcim
SilBurada dikkat çekmek istediğim, tam o cümleydi ve yerine ulaştığı için memnun oldum.
:)
Belki öğreniriz kader ne ve biz ona ne kadar müdahale edebiliyoruz.
:)
of of. ben de bir bilene rastladım. yahu öleceğini bilmek nasıl bir şeydir
YanıtlaSilk.prens
SilNasıl bir bilene rastladın?
Bence hepimiz bilmeliyiz, ebedi değil ki dünyada ki varlığımız.
Öyle değil mi?
:)
blogumda anlatıcam sanırım bunu :))
Silebedi değil de ne bileyim ne zaman öleceğini bilmek hayatın heyecanını kaçırmaz mı?
öyle demiyor mu jack, hangi anın sonuncu olacağını bilmiyoruz ve varlığımız bişey bişey ya hatırlayamadıım :(((((
k.prens
SilDiyorsun ki rol çalma.
:)
Bilemiyorum, belki de tam tersi olur; heyecan katar.
:)
rol çalma mı :) hayır, sadece o modda değilim şimdi :)
Silk.prensim
SilO zaman modunu bekleyelim.
:)