Vücuduna yapışan beyaz gömleği ve altına giydiği siyah skinny pantolonu ve her daim düz fönlü olan siyah saçlarıyla karşıma dikildi. Her zamanki gibi çok bakımlı ve güzel görünüyordu. Yine nar çiçeği ojelerini tercih etmiş, dudaklarını daha belirginleştirecek pudra rengi dudak kalemini ve pudra rengi rujunu tercih etmişti.
Yanıma gelip; kocaman ela gözlerini gözlerime dikip "evet Metin Bey beni çağırmışsınız" dediği an yine bu genç güzel kıza kayıtsız kalamadığımı anladım. Evrakların hesabını soramayacaktım, hatta ağzımı açtığım an kekelemeye başlayacaktım. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım.
Bu sefer sorgulayıcı bakışlarla birazda rahatsız olarak "Metin Bey" deyiverdi kadife sesiyle. "Bu akşam mesaiye kalıyorsunuz Melis Hanım" aman Allah'ım birden dudaklarımı terk etmişti bu cümle. Görevimi kötüye kullanıyordum ve sonunun ne olacağını da bilmiyordum. "Tamam efendim" deyip çıkıverdi odadan.
Saatin altı olmasını yeni ergenler gibi bekliyordum, Kalbimde artık unuttuğum çarpıntılar yıllar sonra yeniden başlamıştı. Sırtımı iyice sandalyeye yasladım, ofisime taşınır taşınmaz odama ilk getirdiğim Atatürk portresinin camından yansıyan silüetime gözüm takıldı. 55 yaşımı gözümün içine sokan, iyice belirginleşmiş kaz ayaklarım ve oturmanın da önüne geçmiş yüz hatlarıma bakıp "ne yapıyorsun Metin, bütün hayatını tehlikeye atıyorsun" demekten kendimi alıkoyamadım.
Sonunda akrep altıyı, yelkovan on ikiyi gösterip bana Melis'i müjdelemişti. Kapı açıldı ve gençliği bütün hücrelerinden fışkıran Melis içeri girdi "Metin Bey nerede çalışacağız?".
"Dışarı çıkıyoruz" dedim. Melis sorgulayan gözleriyle bana baktı ama tek kelime etmedi. Loui vuitton çantasından iphonunu çıkarıp bir kaç dokunma hareketinden sonra yine o kadife sesiyle; "sevgilim ben bu akşam mesaiye kalacağım, Metin Bey'le. Beni merak etme, seni seviyorum" deyip telefonu kapadı.
O an ilk aşkım beni terk ettiğimde ki gibi hissettim. Biri gelip elindeki iğneyle kalbimi boydan boya çizmiş ve kalbimdeki bütün kan dışarı akıvermişti. Birlikte dışarı çıktık ve müdür olduktan sonra şirketin bana verdiği Ford Mondeo'ma oturup, yola koyulduk. Melis'in derin sessizliği beni ve muhtemelen benim sessizliğim de onu iyice germişti.
Daha önce arkadaşlarımın kaçamaklarını anlattıkları zamanlardan aklımda kalan şehir dışında ki bir restorana doğru yola koyuldum. Oldukça şık ve pahalı bir yerdi. Restoranın önüne geldiğimizde arabadan hemen inip Melisin kapısını açmak için koşturmaya başladım. Ama Melis arabadan çoktan inmişti. Sessizce restorandan içeri girip garsonun bize yer göstermesini bekledik. İki kişilik bir masaya doğru garsonun arkasından ilerledik. Ben gözlerimi Melis'in bedeninden ayıramıyordum. Bu benim mantığımla vedalaştığım ender anlardan biriydi.
Masaya oturduk. Melis eline menüyü aldığında ben onu izlemeye başladım. Öyle zarif, öyle narindi ki "hayır hayır ben asla yanlış bir şey yapmıyordum. Kim olsa benim yerimde aynı şeyleri hissederdi". O ince narin parmaklarına dokunmamak için kendimle savaşıyordum ki telefonum çaldı. Kapatmayı unutmuştum.
Ekrana baktığımda arayanın büyük kızım Aslı olduğunu gördüm. Amerikada'ydı ve saat farkından dolayı belli saatlerde zar zor görüşüyorduk. Telefonu açtım;
-Canım babacığım, nasılsın seni çok özledim.
O an gözlerim Melis'in gözleriyle buluştu ve onun babasınınkilerle...
pehito
kurgu hikaye
Abi Melis de hiç sormamış mı?
YanıtlaSil-"Mesai ile restoran ne alaka" diye?...
Ali Çalışkan
SilHaklısın bu da düşünülmesi gereken önemli bir konu bence de :)
Son cümle çok iyi noktayı koymuş.
YanıtlaSiları maya
SilSon cümle olmuş diyorsun yani :) çok teşekkür ediyorum öyleyse
:)
Sonu itibariyle doğru şeyi anlaması güzel oldu... O tipik patronların yapmadığı şeyi yani... Bir nevi ders niyetine okunması gereken bir yazı.
YanıtlaSilSerkan Aydemir
Silpehito dershanesine gölgeldiniz diyelim mi öyleyse
:) heheheh
Hah haaa hoşgeldiniz olacaktı :)
Silgüzel kurgu devamı nasıl gelıscek acaba vıcdan yapıp kızı yasında bırıne ne gozle baktıgını sorgulayacak yoksa,yada ne olursa olsun aşk haklımı dıyecek...
YanıtlaSildevinim
SilSenin yorumundan sonra buna ikinci bölümü mü yazsam dedim :)
Bilmiyorum ki ne yapacak, pehitonun ruh haline bağlı :p
Bir solukta okudum.
YanıtlaSildondurma delisi
SilOooooh maaşallah :)
Mükemmel, roman ne zaman çıkıyor? :))
YanıtlaSilnugili hayat
SilTeşekkür ediyorum, o da benim bir hayalim :)
sonu nasıl bitecek diye merakla ve heyecanla okudum. Çok güzel kurguların ya, bence bi kitap yazmalısın :)
YanıtlaSilKahve Tadında
SilTeşekkür ediyorum, böyle yazdığınızda ben çok mutlu oluyorum.
:)
Çekiliş yaptım yardıma ihtiyacım varrrr
YanıtlaSilÇok iyi bir bakış açısı, yine yakalamışsın tam noktayıı :))
YanıtlaSilBurcucum
SilOlmuş diyorsun yani :)
Sevgilerimle canım
:)
Evet hem de çok iyi olmuş :))
SilKocaman sevgilerr :))
Burcuuuu
SilHeheheh
:)
Güzel bir hikaye olmuş canım:)
YanıtlaSilBahar
SilÇok teşekkür ediyorum canım, sen de çok güzel yazıyorsun
:)
sonunda üzüldüm sanki.
YanıtlaSil:)
deeptone
SilAaaaa niye üzüldün kiiii?
:))
sonu çok mükemmel olmuş yaww :))
YanıtlaSilzuhal gündoğdu
SilMerhaba, hoş geldin
:))
Hehe çık teşekkür ettim
:)
sonu çok vurucu olmuş. noktayı süper koymuşsun! ;)
YanıtlaSilTibet'in annesi
SilTeşekkür ediyorum :)
Canım :)
bu ne kadar saçma bir şey yaa mal mı bu melis?
YanıtlaSilbu bir meydan okuma mı? yoksa davete icabet mi??
Aslıhan Yılmaz
SilMal mı bilmiyorum :) meydan okumuş olabilir. Çok saf da olabilir. Sonuçta adam babası yaşında, yakıştırmamıştır.
Hah haaa artık sen nasıl hayal etmek istersen öyle olsun..
:)