Yani ne gariptir değil mi, insan hep haketmeyene verir o kadar değeri ve hep değer görmedikleri kişiye aşık olur. Belki de adı o zaman Aşk olur. "Karşılık bulamadığından"
Pe hito ama Pe Hito anlatılmak istenen cuk yerine oturmuş..Benimki biraz tembel bir yorum olacak ama Anarşiye harfiyen katılıyorum..Bazen sen değer verirsin karşındaki görmez..Sen uğraşırsın karşındaki bilmez..Sonrasında o gözyaşları boşuna akaaaar akar durur..Ne aşka inancın kalır ne sevmeye..Ama Pe Hito be aşksız da ne şiir, ne hikaye, ne de şarkı olur değil mi..Aşkı paylaşınca güzel, kendi halinde yaşayınca da eziyet gibi birşey..Anarşinin bu gün okudum güzel bir yazısı var yorum bırakmadım..Kadın ve erkek konuşmuş..Yazının sonu tatlıya bağlanmış..Aşk tatlıya bağlanınca güzel..Bu da emekle oluyor..Birde karşılıklı olunca herhalde..Böyle aşkı yaşayan kişide dünyanın en iyisi olmalı..iyiki tembel yorum dedim..bak yazdım da yazdım :):) Aşk hakkında son zamanlarda artık pek fikir üretemiyorum..Şanslı olduğumu zannetmiyorum..Kırgınım çok ama artık düşünmekte istemiyorum.. Şimdi sonuç olarak ne diyelim aşk var mı? yok mu? :):)
İyi ki içinden geçenlerii eksiksiz yazmışsın, bırak uzun olsun bu mutluluk verici benim için.. :)
Bana aşkın içinde mutluluk varmış gibi gelmiyor nedense. Aşk hep karşılıksız, hep yarım ve hep acıtan birşey sanki. Tamamlanırsa, karşılık bulursa aşk olmayacak gibi. Ya ben de ne mazoşist çıktım dimi.. :)
Hepimiz zamanında güvenimizi yitirdik sanırım, kalbimiz bir kez kırıldı belki ama pes etmemek gerek. Hep aynısı olmuyor ki. :)
Özlemin yazısını okudum, çok beğendim ve yorum da yaptım ;)
"Aşk var mı yok mu" sorusuna gelince. Tabi ki var ama "mutlu aşk var mı" benim tanımımda yok maalesef. :)
Başlık "tüm değer vermeyenlere" olmalıydı.. Sen sol memenin en güzeli yerini açarsın , en "ben" bildiğin "gece" yi ona adarsın.. O hoşçakal demeden çekip gider.. ve sonra bunun adı "mecburiyet" olur. ve sonra suçlanan "erkek" olur.
Senin anlattığın hikayede neden suçlanan "erkek" olsun ki??
İki ayrı hayat Tolgacan, herkesin kendi yaşadığından emin olduğu iki ayrı hayat. Herkesin en iyi kendi yüreğindeki yangını bildiği iki ayrı hayat.
Benim yazdığımda kadın adamı suçlamıyor ki, sadece adama ne kadar ne verebileceğini biliyor, kendinden emin bunu dile getiriyor.
Ama ben bu cümlemi değer vermeyen erkeklere, bu kadar aşıkken kadın onu aşkıyla kandırıp giden erkeklere hediye etmek istiyorum, izninle :) Ama sen de hoşçakalsız gidene yazabilirsin. Ya da zaten en başından biliyordun gideceğini ve yazmıştın..
Aaaa şimdi ben de senin hayatın üzerinde ahkam kesiyor gibi oldum. Kusura bakma bir yanlışım olduysa, kimseyi kırmak istemem sonuçta. Hayatını çok biliyormuş gibi konuşmak da istemem.
Nice mutlu senelere, yeni yaşın tüm mutsuzlukların ve umutsuzluklarını silen güzel bir başlangıç olsun senin için. Gecikmiş kutlamamı kabul edersin umarım.. Sevgilerimle :)
Okuyorum tabi ki niye okumayayım , başından beri diyorum içten yazan insanı / samimi insanları severim senin yazıların da öyle.
Tolgacan değil , Tolga.
İki ayrı hayat iki ayrı dünya haklı diyorsun. İki kişiden biri beklemeyi becerebiliyorsa bu onlar için en hafifletici unsur olabilir.. Ama artık kolay oldu bu kalp kırmalar. Bu üzücü. Bazı insanlar herkese açmaz sol yanını.
"Misafir kutsaldır" deriz ya hep. Oraya bırak girmeyi , yaklaşmasını bile becerene / becereni baş üstünde tutmalıyız. Oğuz Atay diyor ya ; "fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.."
Bazen eziyor o çekip giden.. Neyse , böyle böyle olgunlaşıyor değil mi insanlar..
Evet haklısın misafiri baş üstünde tutmalıyız ama sanırım herkesin misafir ağırlaması pek bir farklı artık.
Oğuz Atay çok doğru söylüyor. Anlatmak istiyor insan ama bazen susmak en iyisi gibi geliyor ya da kelimeler anlatmak istediklerini anlatmaya yetmeyecek kadar anlamsız geliyor ve o zaman susmayı tercih ediyor insan..
Bazen bazı insanların hayatta ki rolü çekip gitmektir. Korkaktır o insanlar. Acıdan korkar, üzülmekten, kalbinin kırılmasından kaçarken o insanların geride kalandan, daha çok canı yanar aslında. Ama o zaman da şunu düşünür; "canımı o yakacağına giderek yanması benim tercihim olsun" der. Ne saçma değil mi..
Senin. Olgunluk tanımını biliyorum ve sana katılıyorum. Ne kadar acı, ne kadar yara ya da senin deyiminle " hayat ne kadar dü....yorsa seni" o kadar olgunlaşıyorsun.
Ne güzel dertleştik, sabah sabah senden bir mesaj daha görmek beni mutlu etti.. :)
ay biliyorum ki istemediğini. :) aslıhan, senin düğününde oynarız dedi. bugünlerde hep kına düğün yazdım da. :) ben de senle pe hito, evlenin ben oynayım demiştimdi. :)
Bazı kadınlar delicesine sever hiç olmayacak kişileri, verilen değeri hak etmeyecek kişileri. Belki de doğru kişiyi göremez ya da doğrusunu bilemez. Bu sözünü de pek beğendim:)
taşı gediğine oturtmak bu olsa gerek.. keşke şu erkekler bu kadar saf olmasa ve onları gerçekten seven kişinin kim olduğunu görebilseler..
onu ne kadar sevdiğimi anlayabilse bu hayatta her şeyden vazgeçebilir ama bana asla arkasını dönemezdi..
çünkü ben biri beni böyle sevecek olsa onun için gerçekten ölebilirdim.. ve kaybetmemek için elimden gelen her şeyi yapar, gerekirse kendimden vazgeçerdim..
bu aşk denen sevgi denen şey garip bir şey hiç olmayacak şeyler yaptırıyor insana bee..
Elektrik denen, ten uyumu denen şeyden bahsediyorum. Sanırım bu karşı tarafın hislerinden bağımsız sadece bizim ruhumuz ve bedenimizle ilgili bir şey.. :)
Ama "seni seviyorum" deyip gidenler var ya bu cümle onlara :)
Ama işte adı elektrik ve ten uyumu değilse de başka bir şey. Ama kimse beni çok seviyor diye ben onu çok sevemem. Kimseden de ben onu çok seviyorum diye beni çok sevmesini beklemem. :)
Ama sana aşığım deyip, aynı yalanla başka kadınları da kandıran adama/kadına çok şey diyebilirim.. :)
Bu çok güzel olmuş...
YanıtlaSilGerçekten...
Öyleyse ben de teşekkür ediyorum....
SilGerçekten :))
heeyy uğramamışım sen tatile gittiğinden beri bak yeni farkettim :) şimdi tüm kaçırdıklarıma bakıyorum hemen :)
YanıtlaSilçok güzel yazmışsın, anlarlar tüm erkekler umarım :)
Kahve Tadında
Silİyi ki uğradın :) ben yeni yeni alışıyorum tatilin bitmesine, gelicem senin bloğunada..
:)
Anlayan kazanır. Anlamayan " ah akılsız başım" der durur, dimi ama..
:)
vay beeee.
YanıtlaSilamma laf ha.
vecize gibi şarkı sözü gibi ama.
taş gibi ağır laf.
:)
deeptone
SilNe diyeyim, teşekkür ediyorum..
:)
İlk yazdığımda Google'da arama yaptım. Acaba bir yerden duydum da ben mi yazdım sanıyorum diye :) heheheh ama duymamışım.
:)
1. madde olmadığında otomatik olarak 2. madde devreye girmiyor mu?
YanıtlaSilStummScream
SilBirinci olmazsa ikinci, ikinci olmazsa birinci. Karışık işler bunlar..
;)
Kısa ve öz olmuş:)
YanıtlaSilBaharcım
SilOkuyan gözlerine sağlık..
Sevgilerimle
:)
ve böylelikle ne kadar değerli olduğunu gösterir kadın...
YanıtlaSilbir damla gözyaşı o bedende paha biçilemez bir anıdır artık...
Serkan Aydemir
SilŞairin yorumlayışı ayrı güzel oluyor. Bunu senin her yorumunla yeniden yeniden hatırlıyorum.
:)
Keşke değer veren insanlar, değer verilmeyi hak edenleri seçebilseydi.. Verdiği değeri değersizleştirenlerle hiç konuşup görüşemeseydi..
YanıtlaSilBelki daha mutlu olurdu, herkes..
Emrah Güngör
SilHoş geldin
:)
Keşkelerimiz değiştirmiyor yaşananları ve gönül bize sormuyor seçerken..
:)
Ama senin keşkelerine ben de katılıyorum..
:)
Waaoow çok iddialı bir cümle. Benim de gözünden akacak bir damla yaşa kıyamadığım kişi vardı. Ama gözündeki yaşı kadar değerim yokmuş gözünde.
YanıtlaSilÖzlemcim
SilYani ne gariptir değil mi, insan hep haketmeyene verir o kadar değeri ve hep değer görmedikleri kişiye aşık olur. Belki de adı o zaman Aşk olur. "Karşılık bulamadığından"
:)
arada bir görün bari amaaa.
YanıtlaSil:)
deeptone
SilKoşturmacayla geçiyor günüm. Yazı yazamıyorum ama elimden geldiğince yorum yapmaya çalışıyorum.
Gelicem sanada yakın zamanda..
:)
O değil de milyonlarca da fena değilmiş aslında. :P
YanıtlaSilÖzgür
SilKötüsüüüüüün
:)
Birde yazdıklarının benim takip sayfamda neden görünmediğini araştıracağım. :)
YanıtlaSilO kadar yazmışsın görmemişim..
Özgür
SilHemen araştır hemen. Ben de diyorum Özgür neden yorum yapmıyor, olmaz ki canım..
:)
En son yazdığın yazının tarihi 23 haziran görünüyor. :(
SilÖzgür
SilDoğrudur o tarihten sonra eski yazdığım yazıları güncelledim ama dün bir tane yeni yazı yazdım ve yayınladım.
İlginç :/
Pe hito ama Pe Hito anlatılmak istenen cuk yerine oturmuş..Benimki biraz tembel bir yorum olacak ama Anarşiye harfiyen katılıyorum..Bazen sen değer verirsin karşındaki görmez..Sen uğraşırsın karşındaki bilmez..Sonrasında o gözyaşları boşuna akaaaar akar durur..Ne aşka inancın kalır ne sevmeye..Ama Pe Hito be aşksız da ne şiir, ne hikaye, ne de şarkı olur değil mi..Aşkı paylaşınca güzel, kendi halinde yaşayınca da eziyet gibi birşey..Anarşinin bu gün okudum güzel bir yazısı var yorum bırakmadım..Kadın ve erkek konuşmuş..Yazının sonu tatlıya bağlanmış..Aşk tatlıya bağlanınca güzel..Bu da emekle oluyor..Birde karşılıklı olunca herhalde..Böyle aşkı yaşayan kişide dünyanın en iyisi olmalı..iyiki tembel yorum dedim..bak yazdım da yazdım :):) Aşk hakkında son zamanlarda artık pek fikir üretemiyorum..Şanslı olduğumu zannetmiyorum..Kırgınım çok ama artık düşünmekte istemiyorum..
YanıtlaSilŞimdi sonuç olarak ne diyelim aşk var mı? yok mu? :):)
Kurgu Roman
Silİyi ki içinden geçenlerii eksiksiz yazmışsın, bırak uzun olsun bu mutluluk verici benim için..
:)
Bana aşkın içinde mutluluk varmış gibi gelmiyor nedense. Aşk hep karşılıksız, hep yarım ve hep acıtan birşey sanki. Tamamlanırsa, karşılık bulursa aşk olmayacak gibi. Ya ben de ne mazoşist çıktım dimi..
:)
Hepimiz zamanında güvenimizi yitirdik sanırım, kalbimiz bir kez kırıldı belki ama pes etmemek gerek. Hep aynısı olmuyor ki.
:)
Özlemin yazısını okudum, çok beğendim ve yorum da yaptım ;)
"Aşk var mı yok mu" sorusuna gelince. Tabi ki var ama "mutlu aşk var mı" benim tanımımda yok maalesef.
:)
Gerçek bu!
YanıtlaSildondurma delisi
SilDoğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlarmış!!
:)
Başlık "tüm değer vermeyenlere" olmalıydı..
YanıtlaSilSen sol memenin en güzeli yerini açarsın , en "ben" bildiğin "gece" yi ona adarsın..
O hoşçakal demeden çekip gider..
ve sonra bunun adı "mecburiyet" olur.
ve sonra suçlanan "erkek" olur.
safransarı
SilOkuduğunu bilmiyordum..
Senin anlattığın hikayede neden suçlanan "erkek" olsun ki??
İki ayrı hayat Tolgacan, herkesin kendi yaşadığından emin olduğu iki ayrı hayat. Herkesin en iyi kendi yüreğindeki yangını bildiği iki ayrı hayat.
Benim yazdığımda kadın adamı suçlamıyor ki, sadece adama ne kadar ne verebileceğini biliyor, kendinden emin bunu dile getiriyor.
Ama ben bu cümlemi değer vermeyen erkeklere, bu kadar aşıkken kadın onu aşkıyla kandırıp giden erkeklere hediye etmek istiyorum, izninle :) Ama sen de hoşçakalsız gidene yazabilirsin. Ya da zaten en başından biliyordun gideceğini ve yazmıştın..
Aaaa şimdi ben de senin hayatın üzerinde ahkam kesiyor gibi oldum. Kusura bakma bir yanlışım olduysa, kimseyi kırmak istemem sonuçta. Hayatını çok biliyormuş gibi konuşmak da istemem.
Nice mutlu senelere, yeni yaşın tüm mutsuzlukların ve umutsuzluklarını silen güzel bir başlangıç olsun senin için. Gecikmiş kutlamamı kabul edersin umarım..
Sevgilerimle
:)
Okuyorum tabi ki niye okumayayım , başından beri diyorum içten yazan insanı / samimi insanları severim senin yazıların da öyle.
SilTolgacan değil , Tolga.
İki ayrı hayat iki ayrı dünya haklı diyorsun. İki kişiden biri beklemeyi becerebiliyorsa bu onlar için en hafifletici unsur olabilir..
Ama artık kolay oldu bu kalp kırmalar. Bu üzücü.
Bazı insanlar herkese açmaz sol yanını.
"Misafir kutsaldır" deriz ya hep. Oraya bırak girmeyi , yaklaşmasını bile becerene / becereni baş üstünde tutmalıyız.
Oğuz Atay diyor ya ; "fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.."
Bazen eziyor o çekip giden..
Neyse , böyle böyle olgunlaşıyor değil mi insanlar..
Teşekkür ederim , düşünmen yeter.
safransarı
SilOkumana sevindim.
:)
Tolga
:)
Evet haklısın misafiri baş üstünde tutmalıyız ama sanırım herkesin misafir ağırlaması pek bir farklı artık.
Oğuz Atay çok doğru söylüyor. Anlatmak istiyor insan ama bazen susmak en iyisi gibi geliyor ya da kelimeler anlatmak istediklerini anlatmaya yetmeyecek kadar anlamsız geliyor ve o zaman susmayı tercih ediyor insan..
Bazen bazı insanların hayatta ki rolü çekip gitmektir. Korkaktır o insanlar. Acıdan korkar, üzülmekten, kalbinin kırılmasından kaçarken o insanların geride kalandan, daha çok canı yanar aslında. Ama o zaman da şunu düşünür; "canımı o yakacağına giderek yanması benim tercihim olsun" der. Ne saçma değil mi..
Senin. Olgunluk tanımını biliyorum ve sana katılıyorum. Ne kadar acı, ne kadar yara ya da senin deyiminle " hayat ne kadar dü....yorsa seni" o kadar olgunlaşıyorsun.
Ne güzel dertleştik, sabah sabah senden bir mesaj daha görmek beni mutlu etti..
:)
Tabi ki düşünürüm
:)
Hayırlı ramazanlar..
:)
aslıhan ve sen evlendiniz benim blogda haberin yok. yorumlarda. ben de göbek attım. nerdesin yaaa.
YanıtlaSil:)
deeptone
SilNe diyorsun, ben almasam :)
Yani darısı evlenmek isteyen; kızlarımızın başına ama ben memnunum halimden.
:)
Akşama bakıyoruuuum..
:)
ay biliyorum ki istemediğini.
Sil:)
aslıhan, senin düğününde oynarız dedi.
bugünlerde hep kına düğün yazdım da.
:)
ben de senle pe hito, evlenin ben oynayım demiştimdi.
:)
anlaşılan o ki hiç birimiz evlenmiyoruz (:
Silolsun bizde single single takılmaya devam ederiz..
nolcak yyaaaa :)
deeptone
SilBen bir kere evlendim zaten, ikinci olmaz yaniiii
:)
Ama ben sizin düğünlerinizde seve seve oynarım, tabi çağırırsanız..
:))
Aslıcım
Her halimizi kabul etmek en güzeli..
:)
heheh çağırırız tabiii
Silkarşılıklı döktürürüz oohhhh :)
Aslıcım
SilOoohh oooohh..
:)
şaşırtıcı ve farklısın.Ara sıra bazı bazı uğrarım sana:)Sevgiler.
YanıtlaSilbahceperisi
SilYeni yüzler görmek beni çok mutlu ediyor, hoş geldin
:)
Ara sıra gel, memnun olurum..
:)
Heh işte cuk diye oturmuş bu sözün.
YanıtlaSilBazı kadınlar delicesine sever hiç olmayacak kişileri, verilen değeri hak etmeyecek kişileri.
Belki de doğru kişiyi göremez ya da doğrusunu bilemez.
Bu sözünü de pek beğendim:)
İlknurcum
SilOlmuş yani..
:)
Beğenmen beni çok mutlu etti..
:)
Vay beeeeeebu çok iyi olmuş ;)
YanıtlaSilSequin | Payet
SilBu ne şeker bir yorum böyleeee..
:)
taşı gediğine oturtmak bu olsa gerek..
YanıtlaSilkeşke şu erkekler bu kadar saf olmasa ve onları gerçekten seven kişinin kim olduğunu görebilseler..
onu ne kadar sevdiğimi anlayabilse bu hayatta her şeyden vazgeçebilir ama bana asla arkasını dönemezdi..
çünkü ben biri beni böyle sevecek olsa onun için gerçekten ölebilirdim.. ve kaybetmemek için elimden gelen her şeyi yapar, gerekirse kendimden vazgeçerdim..
bu aşk denen sevgi denen şey garip bir şey hiç olmayacak şeyler yaptırıyor insana bee..
Aslıcım
Silİşin kimyası fiziği ne olacak peki
:)
Elektrik denen, ten uyumu denen şeyden bahsediyorum. Sanırım bu karşı tarafın hislerinden bağımsız sadece bizim ruhumuz ve bedenimizle ilgili bir şey..
:)
Ama "seni seviyorum" deyip gidenler var ya bu cümle onlara :)
aayyy uyuz olurum şu elektrik ve ten uyumu muhabbetine hacı eskiden ten uyumumu varmış :D
Silevet bu cümle onlara. kafalarına kocaman bir taş olarak insinnn :)
Aslıcım
SilAma işte adı elektrik ve ten uyumu değilse de başka bir şey. Ama kimse beni çok seviyor diye ben onu çok sevemem. Kimseden de ben onu çok seviyorum diye beni çok sevmesini beklemem.
:)
Ama sana aşığım deyip, aynı yalanla başka kadınları da kandıran adama/kadına çok şey diyebilirim..
:)
Kafalarına kafalarına vuralım.. Hehehehe
:)
oohhh iyi yaptın ellerin dert görmesinnn :)
SilAslıcım
Sil:) kızmasınlar sonra bize..
:)
aman canımmmm ne kızcaklar
Silhem kızsalar nolcak booşşvvverrr :)
Aslıcım
SilAralarında sevdiğimiz arkadaşlarımızda var, hem şiddete hayır..
:)
hhımm doğru dedin bak şimdi :)
Silneyse canımmm bizim sözümüz kötülere zaten :)
Aslıcım
SilEvveeeeet..
:)